Isadora Agnés Raven Venice High | IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 14 Kayıt tarihi : 11/09/10
| Konu: Agnés C.tesi Eyl. 11, 2010 3:06 pm | |
| Ad-Soyad:Isadora Agnés Raven Kişisel Özellikler:Küçüklüğünden beri haşarılıkları başına bela olmuştur. Sınırlayamadığı yaramazlık duygusu başına sürekli dert açsa da zaman geçtikçe bu özelliğide silikleşmeye başlamıştır. Yaşı ilerledikçe kendisinin bile şaşıracağı derecede değişmiştir. Zekasını her geçen gün daha da kullanmaya başlamış disiplin duygusu iyice gelişmiştir. Kendine olan güveni sayesinde hemen hemen her ortamda kafa dengi kişilerle tanışıp onlarla arkadaşlığını geliştiren birisidir. Arkadaşlarına olan güveni sonsuzdur, arkadaş dediği kişiler kısıtlı olsa da sahip olduğu arkadaşlarına güveni sonsuzdur. Ona gore dünyada her şey karşılıklıdır. Ona ihanet edene o da ihanet eder. Ona kötü davranana o da kötü davranır. Birkaç saniyede bir ölüm makinesine dönüşebilir. Değişken ruh hali yüzünden sevdiklerini kırabilir. Ve bundan sadece birkaç saniye de pişman olur. Ona göre iyi veya kötü diye bir şey yoktur. Sadece zeka ve mantık vardır. Mantığını kullandığı zamansa iyi veya kötüden bir seçim yapmanın imkansız olduğunu kavramıştır. Hangi taraf onun için daha yararlı olursa birkaç saniyede o tarafa yönelebilecek birisidir. Kendi çıkarları çoğu şeyden önemlidir. Kapalı bir kitap gibidir. Hiç kimse onu çözemez. Kelimelerden farklı anlamlar çıkararak genelde yanlış anlayan bir yapıya sahiptir. Arkadaşlığını kazanmak ne kadar zorsa düşmanlığını kazanmakta o kadar kolaydır.
Aile Bilgileri:Henüz belirlenmedi. Ünlüsü (Özel Model için Icon ve adı):Taylor Swift Örnek RPG;
- Spoiler:
"Hey! Başarılar Dora, ama dikkat et çünkü bu sefer k*çını kimse kurtaramaz."
Gözleri giderek kısılıp yüzündeki tüm hatlar tiksintiyle gerilirken Slytherin 5. sınıftaki Robert’a baktı. Siyahi teniyle tezat oluşturan bembeyaz dişlerini ortaya çıkararak sırıtıyordu. Eli asasına doğru gitsede daha sonra vazgeçerek sadece ona cins cins baktı. Maçtan önce ceza yemek istemiyordu, hele ki Slytherin ile yapılacak bu önemli maçta… Robert’tan intikam alma işini aklının bir tarafına yazarken adımlarını hızlandırdı. Üzerine geçirdiği vişne rengindeki cübbeyle yeterince dikkat çekiyordu zaten. Bir çok kişi başarılar dilerken hepsine başını sallayarak teşekkürler yağdırdı. Sabah uyandığında gözleri şişmişti, neredeyse hiçbir şeyi göremiyordu. En sonunda aklına iksir profesörüne gidip bir iksir almak gelmişti. Tabii ki profesörün lahana tadındaki iksiri işe yaramıştı. Takım arkadaşlarının yanına gittiğinde hepsinin uykusuz olduğunu görünce şaşırmadı. 7. sınıfların ısrarları yüzünden gece yapılan parti hepsini uykusuz ve yorgun olmasını sağlamıştı. Hepsinin ortasına geçerek en canlı ses tonuyla konuştu. “Lanet olsun! Hepiniz uyumak üzeresiniz. Biraz hareket edip canlanın bu maçı kazanmak zorundayız.” Hepsini tek tek süzerken ‘kazanmazsak hepiniz lanetlerim’ bakışı fırlattı. Marié’nin omzuna erkeksi bir biçimde vurup, canlanmasını işaret etti. Seyirciler iki gruba ayrılmıştı. Hufflepuff ve Gryffindor’lular onları desteklerken, Slytherin’in kazanmasını isteyen Ravenclaw’lular onları destekliyordu. Birkaç küçük öğrencinin hazırladığı pankarta bakarken isterik bir gülme krizine girdi. Karikatür şeklindeydi. Slytherin’in takım başkanını daha büyük bir kafayla çizmişlerdi. Ateşokunda dengesini kaybedip düşmek üzereydi. Slytherin’lilerin küfürleri ve yuhlamaları etrafı inletirken gülmeyi keserek daha ciddice etrafa bakındı. Tanıdık birkaç kişiye el salladıktan sonra, omzundaki süpürgeye daha da sıkı tutunarak uçuş profesörü ve Slytherin takım kaptanının olduğu yere yöneldi. Çocuğun ezici bakışlarına karşılık verirken profesörün sesi sahada yankılandı.
“Kuralların dışına çıkmak yok. El sıkışın ve iyi olan kazansın."
Diğer takımın kaptanının elini en güçlü şekilde sıktıktan sonra süpürgesine bindi. Uçuş profesörünün başla diye bağıran sesiyle ayaklarını sertçe yere vurarak havalandı. Bambaşka bir şeydi… Sihirin çok ötesindeydi. Bir an için olabilecek en uzak yere gitmek istedi. Saçları rüzgarın esintisiyle havalanırken, seyircilerin sesi kulak zarlarını patlatırcasına bağırıyorlardı. Gözleri kırmızı bir top ararken onu Jenn’in parmaklarının arasında gördü. Ona doğru hızla ilerlerken takım arkadaşı onu fark ettiğinde topu ona fırlattı. Bir eli süpürgenin sapındayken diğer eliyle topu yakalayıp koltuk altına yerleştirdi. Son hızla üç direğin olduğu yere doğru ilerlerken Bludger’lardan olabildiğince kaçınıyordu. Bir Bludger kafasına doğru yaklaşırken küçük bir çığlık koparıp takımının vurucusuna doğru ilerledi. Kendisi gerçek bir Bludger olan Tom sopasıyla Bludger’ı savururken üç direğe doğru bir kez daha atakta bulundu. Tabii birçok kişi arkasındaydı. Ama o sadece tutucu ve üç direği görüyordu en hızlı şekilde direklere ilerlerken ortadakine ilerledi. Ama daha aradan birkaç saniye geçmeden şaşırtmaca verip sağa doğru ilerleyip topu attı. Daha o olayı idrak edemeden, aşağıdan duyulan çığlıklar ve yuhlamalarla irkildi. İstemsiz bir biçimde havada birkaç takla atarken Slytherin takım kaptanı çoktan topu alıp direklere ilerlemeye başlamıştı bile. Küfürleri birbirine karışırken süpürgesine daha da hızlı tutunarak ilerledi. Slytherin takımının arayıcısına çarpmaktan son anda kurtulurken, kulaklarında maçı sunan Hufflepuff’lı Stephenie’nin sesi yankılanıyordu.
“Quaffle John’da, dikkatli olmalı yoksa kafasına bir Bludger yiyecekti. Aslında hiç fena olmazdı ama… Her neyse. Profesör sadece şakaydı!”
Başı istemsizce Step’in durduğu yere gittiğinde yanında Tılsım profesörünün olduğunu gördü. Step çoğu Hufflepuff’lı gibi Gryffindor’luları tutuyordu anlaşılan. Step’in sesi bir kez daha kulaklarında yankılandığında çok geç olduğunu anladı. Quaflle çoktan üç direkten birisinin içine girmişti bile. Dişlerini sıkarak aşağıya bakmamaya çalıştı. Bu sefer sıra Slytherin’lilerdeydi. Aşağıdan yıkıcı derecede çığlıklar ve tezahüratlar yükseliyordu. Kendi yakınmalarıyla boğulurken maç devam etmeye başlayınca yakınmaları son buldu. Gözleri Quaffle’ı aradığında onun Joseph’in parmakları arasında olduğunu gördü. Joseph aslında inanılmaz bir oyuncu olmasına rağmen ‘kız arkadaş’ problemleri yüzünden şu aralar çok dalgın ve garipti. Bugün öyle olmadığını ummaktan başka yapacak bir şeyi yoktu. Yüzündeki gülümseme iyice genişledi. İsteği gerçekleşmişti. Joseph ya sevgilisiyle barışmıştı ya da bugün iyi günündeydi. Hızla direklere doğru ilerlerken arkasındaki insanları çok geride bırakıyordu. Joseph bir Quaffle’den kaçınarak topu kendisine attığında süpürgesinde dengesi bozulma pahasını Quaffle’ı sıkıcı tuttu. Onu bir kez daha kolunun altına sıkıştırırken direklere doğru ilerlemeye devam etti. Topu diğer kovalayıcı Lilian’a fırlatırken ona göz kırptı. Ve 7. sınıftaki Lilian her zamanki hızlılığıyla topu tutarak en yakın kaleye atarken kendiside çığlıklarla bağırmaya başladı. Daha sevinçlerini yaşayamadan çığlıkları başladı, her şey inanılmaz derecede hızlı oldu:
Lilian havada çığlıklar atarken Bludger kıza doğru ilerlemeye başladı. Daha 3. sınıftaki James ise olağan gücüyle Bludger’ın peşinde dolansada yeterince hızlı olamadı. Sevinç çığlıkları korku çığlıklarına dönüşürken Lilian’a doğru bağırdı. “Non! Attention!"** Genelde korktuğu zaman da olduğu gibi kelimeler ağzından Fransızca çıktığından kız cins cins ona bakmakla yetindi. Tabii ki anlayamamıştı. Ve Bludger kızın burnuna çarpıp kızın dengesini bozduğunda ve kanlar yüzünden akmaya başladığında inledi. James kızı kolundan tutup düşmesin diye sıkıca tutarken çoğu kişi ona doğru ilerlemeye başladı. Uçuş profesörünün arkasında olduğunu farketsede aldırmayarak kıza ilerledi. Aşağıdan duyulan kahkahalarla çığlıklar birbirine karışmıştı. Profesör kızın yüzünü inceledikten sonra kendisine doğru dönerek sakin bir sesle konuştu.” Üzgünüm bu halde oynayamaz, yedek oyuncunuzu çağırın.” Gözlerini kırpıştırarak aşağıda heyecanla bekleyen Elena'a baktı. Tamam, kız çok tatlı olsada berbat bir oyuncuydu. Attığı Quaffle'ların yarısından çoğu başka yerlere isabet ediyordu. Örneğin bir oyuncunun kafasına... Homurdanarak Lilian'a baktı. Umut dolu bir sesle: "Belki de oynar. Nasılsın tatlım?" Uçuş profesörünün bencillikle ilgili bitmek bilmeyen homurdanmalarını kısa kesmek için hızlıca aşağıya ilerleyip Elena'a gelmesini işaret etti. Lilian'a baktı, yanında profesörle uzaklaşmaya başlamıştı, onlar uzaklaştıktan sonra oyun bir kez daha başladı. Top Elena’a doğru atıldığında umutsuzca ona baktı. Kız topa birkaç saniye baktıktan sonra acelesi yokmuş gibi direklere ilerledi. Ama tabii ki her zaman ki gibi topu yanlış yere atıp Slytherin vurucusunun sakatlanmasına kıl payı kalmasını sağladı. -Aslında fena olmazdı ama her neyse.- Ona küfür etmemek için kendisini zor tutarken gözleri nefretle kısılarak arayıcısına baktı. Aslında sinirini ondan çıkarmak gibi bir niyeti olmasada ona 'Hadi yakala şu Snitch'i de lanet olasıca oyun bitsin' dercesine baktı. Arayıcının peşinden umutsuzca baktı, o oradan uzaklaşırken bir Bludger kendisine doğru yaklaştı. Bludger göğsüne çarparken kırmızı bir topta aynı saniyede beline çarptı. Sesler bir saniye için kesildi. Kendini tüm dünyada soyutlanmış gibi hissederken tek duyduğu Elena’a edilen küfürler oldu. Süpürgesinden aşağıya düşerken karanlık her yeri kapladı tek hatırladığı birisinin onu düşmeden yakaladığıydı… **Hayır!Dikkat et.
Imm, ikinci bir rütbeye izin var mı? Hem öğrenci hem model mesela? | |
|
Coco Lola & Coco
Mesaj Sayısı : 81 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Agnés C.tesi Eyl. 11, 2010 3:15 pm | |
| Kayıt işleniyor. Venice High IV. Sınıf Öğrencisi, ünlüsü Taylor Swift. Verilen puan 20. California'da olmaz ama New York'da öyle bir rütbe olabilir. ^^
| |
|