Melanie Lizeth Evans Venice High | III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 21 Kayıt tarihi : 10/09/10 Nerden : California
| Konu: & Melanie Cuma Eyl. 10, 2010 4:00 pm | |
| & Lizeth Melanie Lloyd & Sevecen, arkadaş canlısı, yeri geldiğindeyse tam bir sürtük. & Ailesi ünlü, zengin bir aile. Eğlenceli bir ağabeyi var. Melanie ağabeyine çok düşkündür. Ağabeyinin adı Isaac'dir. Onunla her şeyi konuşabilir, onunla vakit geçirmek Melanie'nin en büyük zevkidir. Annesini pek haz etmez. Soğuk bir kadındır, prensipleri her şeyden önce gelir, özellikle de ailesinden önce. Çocuklarla ilgilenmek yerine çalışmayı tercih eder. Bu yüzden Melanie ve Isaac'i babaları büyütmüştür. Melanie babasını çok sever. Adam tam kafa dengidir. Melanie'yi küçükken çok sıkmadan, serbest bir şekilde yetiştirmiştir. İstediğini yapmıştır. Bunlara rağmen Melanie hiçbir zaman şımarık biri olmamıştır. & Leighton Meester - Spoiler:
Gün daha doğmadan uyanmıştı Melanie. Huzursuzluk içinde yerinden doğruldu. Yüzü gözü şişmişti. Ayrıca suratı asıktı. Saate baktı, 05:42'ydi. Daha once bu saatte uyanmamıştı, kendisi de şaşırmıştı bu duruma. Tekrar yattı. Uyumaya çalıştı. Yarım saat boyunca yatakta dönüp durdu. Ancak uyuyamadı. En sonunda yatağından kalktı. Yorganını düzeltti. Başı çok ağrıyordu. Mutfağa indi bir şeyler atıştırdı ve bir ağrı kesici içti. Gün doğmaya başlamıştı. Odasına çıktı. Yatağının üzerine oturdu. Canı sıkılmıştı yapacak bir şeyler arıyordu. Saate baktı, 06:26'ydı. Banyoya gitti, bir duş aldı. Çıktıktan sonra saçlarını havluyla kuruladı. Daha sonra taradı. İçine sinmedi biraz nemli kalana kadar kuruttu. Tekrar taradı. Sonra saçlarını ördü. Can sıkıntısından ne yaptığını bilmiyordu. Ağabeyini uyandırmayı düşündü ama sonra vazgeçti. Odasının balkonuna çıktı, güneş doğmuştu. Sahile inip yürüyüş yapmak istediğini düşündü. Ya da yüzerdi. Yüzmek. Evet iyi fikirdi, sahil bu saatlerde temiz olurdu. Çantasını hazırladı, üstüne bikinilerini giydi. Ağabeyini uyandıracaktı bu sefer. Ağabeyinin odasına daldı, ancak odasında yoktu. Banyosunun kağısını çaldı ancak orda da değildi. Telaşlanmıştı. Arkasını döndü Isaac kahkaha attı. "Beni mi arıyordun?" Melanie "Eveti tabiiki de seni arıyorum. Neredeydin?" dedi. "Salonda TV izlerken uyuyakalmışım. Odama geçmek için uyandım. N'oldu bu saatte uyanmazdın ve benim odamda ne işin var?" Haklıydı bu saatte hiçbir şekilde uyanmazdım. "Bilmiyorum, daha kargalar kahvaltısını etmeden uyandım, uyumaya çalıştım ama uyuyamadım. Başım çatlıyordu bir şeyler atıştırıp ilaç içtim. Sonra duş aldım. Canım sıkıldı, ben de plaja gideyim dedim, yüzmek istediğimi düşündüm birden. Seni de çağıracaktım o yüzden buradayım. Bu saatte plaj temiz olur." Isaac ona deliymiş gibi baktı. Tebessüm etti. "Haklısın aslında. Temizdir ve kimse yoktur. Uzun zamandır gitmiyordum hem. Tamam hazırlanıp geliyorum." Melanie zafer kazanmış bir edayla gülümsedi. Yaklaşık on beş - yirmi dakika sonra Isaac, Melanie'nin odasına daldı. "Ben hazırım." dedi. "Eh hadi çıkalım o zaman. Yalnız babam merak etmesin?" "Telefon icat edildi diye hatırlıyorum ben ama?" Isaac'in bu dediğine Melanie güldü. Aslında Isaac'e değil kendisinin telefonu akıl edememesine gülmüştü. Yarım saat sonra sahile varmışlardı. Şezlonglara havlularını yaydılar. Güneş yağlarını sürdüler. Bir süre uzandılar. Melanie'nin gözleri kapalıydı. Isaac onun duymaması için özen göstererek suya doğru ilerledi. Birden daldı, sonra avuçlarının içine su doldurdu. Melanie'ye doğru ilerledi. Melanie uyumak üzereydi. Avuçlarının içindeki suyu Melanie'nin üzerine bıraktı. Melanie gözlerini açtı. Lanet olasıca bir pisliksin sen! dedi. Isaac kahkahalarla gülüyordu. "Sen şimdi görürsün!" diye söylendi Melanie. Isaac'in en nefret ettiği şeyi yapacaktı. Onu kuma bulayacaktı. Suya girdi. Dibine daldı. Eline kumları aldı. Suyun yüzüne çıkmaya çalıştı ancak çıkamıyordu. Ayağı bir şeye dolanmıştı ve yüzeye çıkmasını engelliyordu. En sonunda çabalamaktan vazgeçti. Gözleri karardı, artık göremiyordu, kapatıp açmayı denedi, ancak bir daha açamadı. 2 dakika boyunca sudan çıkmayınca Isaac bir terslik olduğunu anladı. Melanie'nin olduğu yere doğru daldı. Gözlerinin kapalı olduğunu fark etti. Yukarıya doğru çekmeye çalıştı, ancak olmuyordu. Ayaklarına doğru baktı. Dubaların ipine dolanmıştı. Çözmeye çalıştı. Bayağı uğraştıktan sonra başarılı oldu. Melanie'yi çözer çözmez suyun yüzüne çıkardı.
* * *
Yaklaşık iki saat sonra Melanie uyandı. Gözlerini açtığında plajda değil, hastanedeydi. "N'oldu bana?" Isaac o sırada hemşireyle konuşuyordu. Melanie'nin bir şeyler söylediğini duyunca yanına koştu. "İyi misin?" diyebildi sadece. "Evet gayet iyiyim. N'oldu ya neden buradayım?" "Suda ayağın dubaların iplerine dolanmış, su yüzüne çıkmayınca merak ettim ve ben de daldım. Ayağını kurtardım ve hemen hastaneye getirdim seni." Melanie kendini suçlamaya başlamıştı. Ne zaman içinde bir huzursuzluk olsa, o gün içerisinde kendisine bir şeyler oluyordu. "Peki ya babamın haberi var mı? Isaac hayır anlamında başını salladı. "Nereden olacak ki? Melanie gülerek "Hani telefon diye bir şey icat edilmişti ya?" dedi. "Ooo senin bir şeyin yok kızım, çoktan kendine gelmişsin." Onların bu haline hemşire de sırıttı. "İstediği zaman çıkabilir. Gerekli müdahaleler yapıldı." dedi gülümseyerek. Çok hoş bir bayandı. Kahverengi saçlarını yeşil gözleri tamamlıyordu. Fiziği çok güzeldi. Zayıftı, ince uzun bacakları vardı. Isaac hemşire odadan çıktıktan sonra hemşireye aşık olduğunu iddia etti. Melanie bir kahkaha patlattı, Isaac'in yüzü düştü. "Bana destek çıkmalıydın, ben senin ağabeyinim." Melanie ise hala gülüyordu. Zorla "Saçmalıyorsun Isaac. Hem o sana biraz fazla büyük değil mi?"
* * *
Eve döndüklerinde Melanie kahkahalarla gülüyor ama Isaac ise suratı asık bir şekilde etrafına bakıyordu. Melanie ne zaman sussa, Isaac'in o halini gördükçe tekrar kahkahalara boğuluyordu. "Sussana kızım ya. Zaten moralimi bozdun. Saçmalamaymış. Peeeh. Melanie, Isaac'e "umutsuz vaka" dercesine kafa salladı.
* * *
Melanie ve Isaac babalarına olanları anlattıktan sonra, babaları da gülmeye başladı. Isaac'in yüzü iyice mahkeme duvarına döndü. Tam ağzını açıp bir şeyler zırvalayacakken evin hizmetçisi Serena "Kahvaltı hazııııır!" diye seslendi içeriye. Kahvaltıya geçtiler. Anneleri her zamanki gibi ortalarda yoktu. Varsa yoksa işiydi onun. O olmadan yaşamaya alışmışlardı... Zaten anneleri yanlarındayken sürekli bir şeyler ters gidiyordu. Melanie onu bu yüzden hiç sevmiyordu.
* * *
Bütün gün Isaac'in durumu aklına geldikçe gülmüştü Melanie. Sabah erken kalkıp, hastanede de birkaç tane iğne yiyince iyice yorgun düştüğü için erken yatmıştı. Isaac onun odasındaki koltuğa uzanmıştı. Kardeşinin durumunu kontrol etmesi gerektiğini düşünüyordu. Ayrıca uyurken onu izlemek hoşuna gidiyordu, çok tatlı oluyordu... Melanie'ye baktı. Melekler gibi uyuyordu. Aslında onu en çok uyurken seviyordu, ne derse desin karşılık veremiyordu sadece dinliyordu. Bazen dediklerini rüyasında görüyor ve ona cevabını rüyasında yapıstırıyor, ertesi gün Isaac'e anlatıyordu. Ertesi sabah da öyle olacaktı büyük ihtimalle...
| |
|
Coco Lola & Coco
Mesaj Sayısı : 81 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: & Melanie Cuma Eyl. 10, 2010 4:20 pm | |
| Kayıt işleniyor. Venice High III. Sınıf Öğrencisi, ünlüsü Leighton Meester. Verilen puan 15.
| |
|