Tom Shane Kaulitz Gitarist & Geri Vokal
Mesaj Sayısı : 5 Kayıt tarihi : 10/09/10
| Konu: TomK.# Cuma Eyl. 10, 2010 11:25 am | |
| Ad-Soyad:Tom Shane Kaulitz Kişisel Özellikler: Aile Bilgileri:Alman kökenli aile annesinin 2. evliliği ben üvey babamdan gitar çalmayı öğrerendim. Birde ikizim var. Ve şuanda grubun gitaristiyim (: Ünlüsü (Özel modelse iki icon ve adı): Tom kaulitz İstediği Meslek; Örnek RPG: - Spoiler:
Cevabı kesin ve netti.
</FONT>"Evet hazırım Victor." Mermer kollarıyla belinden tutmuştu.Boynunu arkaya doğru attı. Belki son kez ciğerleri oksijene ihtiyaç duycaktı.Bunlar son kalp atışlarıydı.Victor yavaşça boynuna eğlidi.Öper gibi nazikçe parlak sivri dişlerini boynuna gömdü kızın. İstediğini sonunda elde etmişti.Sonsuz güç,güzellik.Kana olan sonsuz bir tutku. Victor'la ilk tanıştığı andan beri vampirlere karşı içinde büyük bir ilgi uyanmıştı..Kısa bir süre sonra tek arzuladığı şey onlardan biri olmaktı.Ve şimdi istediğini elde ediyordu.Sanki bunların bedeliymiş gibi,büyük bir acı bedenini kaplıyor, bedeni ölüyor, bedeni can çekişiyordu..!
Ama bunların bir süre sonra geçiceğini,bedeninin bidaha asla acı çekmeyeceğini biliyordu.Bu beden,ona ait olan ve fani beden yok olup giderken, acı çekerken bir biçimde bundan mutlu oluyordum.
Artık kimse ona acıyarak bakamazdı.Güçlü olacaktı.En güçlü o olacak. Ama elinde olmadan çığlık atıyordu.Zehir ölümlü bedenini adeta yakıyordu.
Victor yanına diz çöküp ellerini tuttu.
"Bunların hepsi geçicek." Az sonra acı yavaş yavaş azalmaya başladı. Ama kendini bitkin hissediyordu.Gözlerini açamıyordu.Kalbi neredeyse durmak üzereydi. Zehir bedenini öldürdü. Ama onu sonsuzluğa kavuşturcak olansa Victor'un kanıydı... Bunun farkında olucak kadar bilincim yerinde.Soğuk bir sıvı ağzımdan aşağı akmaya başladı.Kan.Vampir kanı.Benim ölümsüzlük iksirim.Mavimsi soğuk kan damarlarımda dolaşmaya başladıkça güçleniyordum.Yavaşça yerimden doprulup Victor'un bileğini kavrayıp daha sıkı bastırdım.Belkide şu an ona zarar veriyorum ama hiç umrumda değil.Ben bencil biriyim.Yada bencil bir vampire dönüşüyorum. Victor acı bir iniltiyle beni geri itti.Kendime gelmem 3 saniyemi aldı.Bu üç saniye içinde Susuzluktan boğazımın yandığının hissettim,ölü vücudumun her bir hücresinin sonsuz güçle dolu olduğu hissettim.Vede Victor'u hiç görmediğim bir gözle incelemeye başladım.Mavimsi soğuk kanının kalın derisinin altında,neredeyse mor damarlarının içinde hareket ettiğini görebiliyorum.Bileğindeki yaranın kapadığını en minik ayrıntısına kadar görebiliyorum. Ama şu anda beni ilgilendiren tek şey boğazımı yakan susuzluk. Kalkmasına yardım etmek için Victor ona elini uzattı ama ona gerek kalmadan tek hamlede yerinden kalktı. Artık güçlü ve yenilmezdi. Kimseye ihtiyacı yoktu. Victor
''Kraliçem... Benimle yeni evinize gitmeye hazırmısınız..?''
Elisha bu cevaba karşı yüzüne kibirli bir gülümseme yaydı ve ;
''Seninle her yere gelmeye hazırım Victor..!''
Dedi ve Victor'un buz gibi soğuk olan elini eliyle birleştirdi ve birlikte yeni evine doğru yol aldılar.
~~~~~~~~~~~~~~~~~
2. Bölüm
''Burası çok güzel..''
Sessizce sölediği bu sözcükler Elisha'nın ağzından hayranlıkla çıkmıştı. Victor yüzüne bak-benim-hayatım-böle-bir-hayat-ve-bende-seni-bu-hayata-dahil-ettim..! dercesine bir gülümseme takınarak merdivenleri çıkmaya başladılar. Victor Elisha'ya odasını gösterdiğinde Elisha vampirlerin snata ve modernizim'e ne kadar önem verdiklerini şimdi daha iyi anlamıştı. Victor anlatışlı bir haraketle Elisha'nın eli bırakmış, kapıya doğru yönelmişti. Kapıyı açacağı zaman
''Elisha'm üstünü değiştirdikten sonra beslenmeye ihtiyacın var.''
Dedi alaycı bir gülümseme takınarak. Ve sonra devam etti..
''Dolabında istemeyeceğin kadar kıyafet var rahat birşeyler giymeye dikkat et..! İhtiyacın olacak...''
Dedikten sonra odayı terk etti. Elisha dolabı açıp üstüne siyah bir tişört altınada beyaz bir eşofman altı giydikten sonra aşağıya indi. Victor onu karşıladıktan sonra hızlıca malikaneyi terk ettiler...
Bir parka gelmişterdi. Elisha'nın burnuna enfes bir koku gelmişti. KAN..! Hemen kokunun geldiği yere kafasını çevirdi ve ağlayan bir kız gördü. Victor'a baktı, Victor kafasını onaylamış gibi salladı. Elisha küçük kızın yanına gitti ve onun yanına oturdu. Küçük kız bir anda tedirgin olmuştu. Elisha kızı rahatlatmaya çalışırmış gibi
''Neyin var küçüğüm...''
Dedi kıza sevimli bir gülümsemeyle. Küçük kız,
''Annem ve babam yine kavga ettiler. Babam yine annemi dövdü sonrada beni..''
Elisha bu kıza acımıştı ama içindeki kan şevhetinide dindiremiyordu. Kıza
''İstersen sana yardım edebilirim.''
Küçük kız tüm masumluğuyla
''Gerçekten mi..? Gerçekten çok..''
Lafını biteremeden Elisha kızın küçük boğazına dalıp kanını içmeye başlamıştı. Kız çırpınmaya yeltensede başarılı olmamamıştı. Elisha'nın boğazından küçük iniltiler geliyordu. Elisha kızın damarlarında tek bir kan bile bırakmayana dek kanı içtikten sonra Victor'a döndü. Victor
''Şimdi kızı götürüp yatak odasına bırakalım nasıl olsa anne ve babası kavgalardan başını kaldırmyacak kadar meşgullerdir. Küçük kızlarının öldüğünü fark ediceklerini hiç sanmıyorum.''
Dedi kibirli bir gülümsemeyle ve kızı kucağına alıp odasına götürmek için havaya zıpladı ve bir çırpıda pencereyi açıp yatağın üstüne kızı bıraktıktan sonra Elisha'nın yanına geldi.
''Bugünlük bu kadar yeter Elisha'm.. Gerçekten çok başarılıydın... Tebrik ederim..!''
Deyip Elisha'nın yanağına küçük bir öpücük koyduktan sonra eve doğru yol aldılar...
3. Bölüm~~~
Önce Londra'daki vampirleri sonra bütün İngiltere'deki vampirleri en sonunda da dünya üzerindeki bütün vampirleri ele geçireceğim.Ve sonunda ben bütün vampirlerin kraliçesi olurken Victor'da benim kralım olacak.Victor'la olan bütün ilişkimiz tamamen çıkarlarımıza dayanıyorda denebilir. Asla ona gerçekten aşık olmadım.Aşk yanlız yaşamaktan korkan ölümlülerin uydurduğu zırvalıktan başka birşey değil! Bir anda kendimi güçsüz hissetmeye başlıyordum. "Victor!" dedim bağırarak. "Güneş doğuyor.Gidelim burdan."dedi Victor. Yeniden eve doğru koşmaya başlıyoruz. Soğuk elleriyle benim mermer ellerimi sıkıca tutuyor.Çıktığımız pencereden içeri giriyoruz.Bir anda onun kollarına yığılıyorum. "Victor neler oluyor?!" "Güneş yüzünden.Yeni bir ölümsüz olduğun için güneşe dayanıklı değilsin." "Lanet olsun Victor!Beni yatağıma götür." Beni götürüp yumuşak yatağa bıraktı."Sana bir tabut almalıyım" "Kulağa güzel bir fikir gibi geliyor!" Yatağın yanına oturdu."Uyu güzel kraliçem.Uyu Elizabeth'im." Kalkıp perdeleri örttü artım hiç bir yerden ışık gelmiyordu. "Gece ne kadar çabuk bitti." Bana yaklaştı ellerini belime koydu. "İstersen geceyi uzatabiliriz." Hızla ellerini tutup sırtına doğru çevirdim.Var gücümle bileğini sıktım.Dişlerimi boynuna değdirdim. "Bidaha bana dokunursan seni parçalara ayırır güneşin altına koyarım!" Sonra onu bıraktım.Ne olduğu anlayamamış gibi bir hali vardı.Tekrar yatağa oturdu.Bende yanına gittim.Ellerimin ve dizlerimin üstünde durup ona uzandım.Dudaklarımı onunkilkere bastırıp gülümsedim.Ama eminim o bu gülümsemeden korkmuştur.Kendimi yumuşak yatağa bıraktım.Ve güneşin iyice gökyüzünde yükselmesiyle uyku herbir tarafımı sardı. Kendime geldiğimimde daha gece olmamıştı.Ama dışarıda büyük bir fırtına vardı.Victor etraflarda yoktu. Yatakdan doğrulup pencereye doğru yürüdüm.Dışarıdaki koşuşturan insanlar vardı.Hepside evlerine yada sığınacak bi yer arıyorlardı.Sussuzluğun boğazımı yaktığını hissediyorum.Acaba evdeki hizmetlilerden birini mi öldürsem?Hayır hayır.Kendi evimde ceset istemiyorum.Aşağıda bir piyano sesi geliyor.Bu evde benden başka kimse piyano çalmaz.Büyük bir merakla aşağı indim.Piyanomun başında bir erkek oturuyordu.Parmakları hızlıca piyano tuşları üstünde geziniyor.19.yüzyıldaki insanlar gibi giyinmişti.Yada bana öyle geldi.Giysilerinden kaslı vücudu belli oluyor kendini belli ediyordu.Saçları kumral,ne çok uzun nede çok kısaydı.Victor beni görmüştü.Ama yabancı beni farketmedi.Yada etti ama başını kaldırıp bana bakamıyacak kadar meşgul.Hızlıca yukarı çıktım.Kanlı elbisemi hemen değiştdim.Çamurlu ayakkabıları çıkarıp yerine başka ayakkabılar giydim.Elbisem siyahtı.Üstü dar ve bütün vücut hatlarımı cömertçe sergilememi sağlıyor.Sırtı açık.Ama uzun siyah saçlarım çıplak sırtımı kapatıyor.Elbisenin alt tarafıda dar.fakat üstünde siyah tüller var.Ama kabarık değil.Ayakkabılarımda elbisemle uyumlu olarak siyah.Yüksek topuklu.İplerini dizime kadar çapraz bir biçimde bağladım.Kendimden emin bir şekilde aşağıya indim.Ben merdivenin sonundayken yabancı çalmayı bitirdi.Alkışlamaya başladım."İtiraf etmeliyimki hayatımda dinlediğim en iyi piyanistsiniz." Bana döndü.Yüzü öyle güzeldiki!Bu bir vampir olmasından,beyaz teni ve dolgun kırmızı dudaklarındanda kaynaklanmıyordu.Yüzünde küçük bir çocuğun masumiyeti,saygın bir ingiliz erkeğinin beyefendiliği vardı. Bana bir kaç adım daha yaklaştı.Elimi aldı,nazikçe öptü."Kendimi taktim etmeme izin verin güzel hanımefendi Ben Jackson Francis." Ona gülümsedim.Doğru tahmin etmiştim.Kibar bir İngiliz aksanı vardı.21.yüzyıl da kimsenin duyamiyacağı kadar kibar bir aksan... "Elizabeth Stevens.Sizinle tanışmak benim için büyük bir zevkti bayım." Ona yine kışkırtıcı bir gülümseme attım.Oda bu sefer bana gülümsedi.Victor yanımıza geldi. "Jackson eski bir arkadaşım.Onunla bu gün karşılaştık.Fırtına başlar başlamaz." Bu sefer Victor'un yanına gittim.Koluna dokundum. "Peki sen niye dışarı çıktın Victor" Bana dönüp gülümsedi. "Susamıştım." "Şu anda bende öyle.Siz iki beyefendi beni dışarıya avlanmaya götürmez misiniz?Biliyorsun Victor bu konuda çok acemiyim.Birinin beni görmesi büyük talihsizlik olur!" Bu sefer Jackson'a bakıp masumca gülümsedim. "Çok haklısınız tatlı bayan." diye bana katıldı."Size eşlik etmekten onur duyarım." Bana kolunu uzattı.Koluna girdim.Birlikte kapıya doğru yürümeye başladık.Victor'da yanımıza geldi.Bir elini belime koydu.Dışarda fırtınada yürümeye başladık.İnsanlar bize deliymişiz gibi bakmaya başladı. Bir parka geldik.İkisinide bırakıp ileriye yürümeye başladım.Bankta biri oturmuş bira içiyordu.Sarhoş olduğu belli oluyordu.Kanında alkol kokusu vardı.Bana baktı.Yüzü ıslanmış saçlarından kapanmıştı.Ama yinede mavi gözleri görünüyordu.Yağmur kokusunu dahada çekici hale getiriyordu.Dönüp Victor ve Jackson'a baktım.İkiside beni izlkiyorlardı.Onlara gidin işareti yaptım.Çünkü ne yapıcağımı biliyordum.Gidip çocuğun yanına oturdum.Bana bir bakış attı.Etkilenmiş görünüyordu.Öylede olsa iyi olur! "Selam.Ben Oliver." Elini uzatıp bana baktı.Bende ona elimi uzatıp elini sıkarken adımı söyledim. "Çok üşümüşsün Betty!Neden benimle birlikte eve gelmiyorsun?" "Tabii! Neden olmasın?" Daha ben bişi yapmadan o tuzağıma düşmüştü bile! Banktan kalkıp evine dopru yürümeye başladık. Kolunu omzuma attı.Victor ve Jackson bizi takipediyorlar. Evi yakındı.Kapıyı açıp beni içeriye götürdü.Karanlıktı.Ellerini belime koydu ve beni durava doğru itti. "Seni ısıtabilirim.Bak ne farkettim.Gözlerin kırmızı ve bence bu çok kışkıtrıcı" dedi va sonra beni öpmeye başladı.Aptal çocuk.Yumuşak,sıcak ve ıslak dudağını dişlerimin arasına alıp alt dudağını parçaladım.Kanını emdim.Dudaklarımı boynuna doğru hareketettirdim.Boynuna bir kaç öpücük kondurduktan sonra dişlerimi gömdüm.Ilık kanı bağazımdan aşağı akmaya başladı.O sırada bir kırılma sesi geldi.Victor ve Jackson gelmişti.Biri bir bileğinden diğeri diğer bileğinden kanını içmeye başladı.Kanı tamemen bitince boynunu parçaladım.Aynı şeyi onlarda yaptı.Jackson bana doğru yürümeye başladı."Harikaydın Elizabeth!Müthiştin!Benim Sevgili Elizabeth'im!Eserinle gurur duyuyor olmalısın Victor!" "Kesinlikle!"dedi Victor ilgisiz bir biçimde.Yanına gittim."Neyin var senin Victor?!" "O hep böyleydi Betty!"Jackson gülmeye başlamıştı.Artık o beyefendi tavırlarını bırakmıştı.Bu hoşuma gitti. Pencerenin yanına geldik.Akşam olmuş,güneş artık bulutların arkasından bile görünmüyordu.Yeri dolunaya bırakmıştı.Elimi uzatıp Jackson'ı ve diğeriylede Victor'u tuttum.Kendimi pencereden aşağı bıraktım.Tabii benimle onlarda geldi.Bir andan Jackson bileğimi bıraktı.Ve ben yere inmeden önce beni tuttu. "Teşekkür ederim." Bana bakıp sadece gülümsedi.Yürümeye devamettik.Fırtına dahada güçleniyordu.Dışarıda hiç bir insan kalmamıştı.Birileri vardı ama kesinlikle insan değillerdi.Birlikte yanlarına yürüdük.Bir kadın kollarını göğsünde kovuşturmuş boş bir ifsdeyle bize bakıyordu.Bir an onu kıskandığımı hissettim.Kesinlikle mükemmel bir fiziği vardı.Ama ne Jackson nede Victor onla ilgileniyordu.Önemli bişi olmuştu.Kötü ve önemli bişi.Çok tedirgin görünüyorlardı.Victor beni arkasına alıp kollarını sanki beni korumak istiyormuşcasına iki yana açtı.Kadın konuşmaya başladı."Sizi bekliyordum.Nerelerdeydiniz?" "İşte burdayız anlat artık.Söyle,ne istiyorsun?" Jackson'ının sesi çok sinirli çıkmıştı. "Ben bişi istemiyorum ama onlar istiyor" "Söylesene ne istiyorlar?" Kadın bana döndü ve fısıldadı."Onu..." Victor'un kolundan tutup kendime çevirdim."Burda neler olduğunu biri bana anlatabilir mi?!" "Hayır.Burdan gidiyoruz." Biri ilk defa bir isteğimi reddediyor!Alışık olmadığım için bu beni çok sinirlendirdi. "Onu korumalısınız."Kadın koşarak yanımızdan uzaklaştı. "Bana açıklama yapmadan hiç bir yere gitmiyorum!" "O zaman biz seni götürürz!"Jackson beni sıkıca tutup koşmaya başladı.Hemen arkamızdada Victor geliyordu.Jackson'a vurmaya başladım.Ama o benim yumruklarım daha güçlüydü.Bu sadece benim canımı acıtmaya yetti.Beni nereye götürüyorlar?!Pislik ucube!Onu ısırmayı denedim ama sıkıca boynumu tuttu. Misafir salonunun penceresinden içeri girdik.Sırılsıklam olmuştuk."Biri bana açıklayabilir mi?Ne oluyor burda?" "Sana hiç bişi söyliyemem!Sadece şunu bil tehlikedesin!" "Hemen eşyalarını topla gidiyoruz" "Bana bağıramazsın Victor!" Konuşurken elimi kaldırdım.Bileğimi yakaladı ve beni oda götürdü.Dolaptan bir çanta çıkarıp eşyalarımı içine doldurmaya başladı.Pesediyorum.İstediklerini yapıcağım."Ver şunu ben yaparım çık dışarı." "Hiç bir yere gitmiceğine emin olabilirmiyim?Biz bir kaç işi halledip geri gelicez" "Çabuk ol bir saatin var.Yoksa defolup giderim." "Bir saat içinde burda olucaz." Bana yaklaştı.Anlımı öptü.Bunu neden yapmıştı?Ona kızdığımı belli etmek için onu hafifçe itip eşyalarımı toplamaya döndüm.Fazla bişi almadım.Hatta Victor'un koyduğu-tıkıştırdığı bütün o gereksiz giysileri geri boşaltım.Benim için önemli bir kaç şeyi aldım.Islak giysilerimi değiştirdim.Saçlarımı kuruttum,gerek olmadığı halde taradım.Ve yine gerek olmadığı halde makyaj yaptım.Merdivenlerden yavaşça aşağı indim.Aşağı indiğimde onlarda yeni gelmişti.İkiside giysilerini değiştirmiş üstlerinine mont-yağmurluk benzeri bişi almışlardı. "Montunu al hemen çıkıyoruz" Victor bunu söylerken bir yandanda üstüme montumu geçirdi.Jackson'dan da şapkamı,eldivenlerimi ve atkımı getirmesini istedi.Hemen onlarıda bana giydirdi.Küçük bir bebek gibi beni hızlı hızlı giydirmeye başladı.Jackson bana döndü ve konuşmaya başladı; "Pasaportun,uçak biletlerimiz hepsi hazır.Bütün alıcaklarını aldın mı?" "Evet.Hemen burdan defolup gidelim." Hızlıca dışarı çıktık.Kapının önünde bir araba bekliyordu.Beni iterek arabaya bindirdiler.Victor yanıma oturdu.Cama doğru dönüp şarkı dinleme başladım. Havaalanına fazla uzak değildik.15 dakika içinde ordaydık.Jackson taksiye parasını verdi.Victor'da beni indirdi.Çantamı taşıyordu.Uçağımıızn kalkmasına yarım saat varmış.İşlemleri halledip uçağı beklemeye başladık.Her zamanki gibi bir yanıma Victor diğer yanıma Jack oturdu.Neden Jack'te bizimle geliyordu?Nereye gidiyoruz? Jack bizimle kalıcak.Seni korumak için geldi buraya.Los Angeles'e gidiyoruz. Başı şaşkınlıkla Victor'a çevirdim. Yavaşça kulamışa eğilip fısıldı. "Benim kanımı içtin.Seni vampir yapan ben olduğum için aramızda özel bi bağ var.İstediğin zaman benle konuşabilirsin.Birbirimize ne kadar uzak olursak olalım." "Bu harika birşey!" Ona bakıp gülümsedim. Sonra Jack'e döndüm. Şapkapı çıkardım ve başımı omzuna yasladım. Dünyadaki en mükemmel iki kişiye sahibim.En mükemmel iki koruyucu melek,arkadaş,ağabi. Uçağın geldiğini haber veren anons duyuldu.Üçümüz de aynı anda kalktık.Görevli biletlerimizi ve pasaportlarımızı kontrol etti.Ve bir kapıdan çıkıp uçağa doğru yürüyoruz.Uçağa binince yerlerimizi alıyoruz.Her zaman olduğu gibi ortada ben bi yanımda Victor,diğer yanımda Jackson. Victor hemen küçük camın penceresini kapatıyor. ''Ama Los Angeles güneşli bir yer.'' ''Bu gün değil.'' ''Nasıl yani?'' ''Bu gün ordada fırtına var.'' ''Nerden biliyorsun?'' ''Hava durumunu izledim.'' Ona tek kaşımı kaldırarak baktım. ''Tabii ki şakaydı.Eğer bişeyin üstünde yoğunlarşırsan onu duyabilirsin. Ama ben yapamıyorum!Lanet olsun!'' ''Hala güçlü bir vampir değilsin.'' ''Evet farkındayım.Her an bunu bana söylemene gerek yok!'' ''Bulutların üstündeyiz.Güneş var neden uyumuyorsun?!'' ''Uyumayacağım!''Jackson'un soğuk elleri beni dürtmeye başladı. Uçak L.A'ya inmiş.Uçaktan inerken farkediyorum Victor haklı.Yağmur yağıyor. Benim minik çantam hariç hiç valizimiz yok.Valizsiz seyahatetmek kadar rahatı bişi yokmuş! Yine bir taksiye bindik.Jackson sürücüye bir otel adı söyledi. ''Victor.'' Bana dönmedi ama arabanın aynasından bana baktı. ''Neden güneş bizi güçsüzleştiriyor?Neden insanları değilde bizi küle çeviriyor?'' ''Karanlığın Melekleri gücünü aydan ve geceden alır.Bizde gücümüzü onlardan alıyoruz.Güneşse gecenin tam tersi aydınlık.Ayrıca sen bir ölüsün.Bedenin güneşe dayanıklı değil.'' ''Buda başka bir zayıf noktam!'' Yüzümü ekşittim. ''Karanlığın Melekleri kim Victor?'' Zamanla öğreniceksin. "Jackson orda piyano olacak mı?" "Üzgünüm Elizabeth ama hayır." İlgisizce başını tekrar öbür tarafa çevirdi.Normalde bir vampir in yapmayacağı şeyler yapıyor.Dizleri titriyor,eliyle sabırsızca ritim tutuyor ve hep saatine bakıp duruyorr.Saatin bizim için bir anlamı mı var?Bir ölümsüz olunca zaman okadar önemsiz ki... Elimi elinin üstüne koydum."Neden tedirginsin?Bir sorun mu var?" "Hayır,hayır.Gitar öğrenmeye ne dersin?" "Ne?Ne alakası var şimdi?" "Otel odasında bir piyano yok.Bu süre içindede yeni bir enstürman çalmayı öğrenebilirsin." "Kim öğreticek peki?" "Ben" "Hmm!Eğlenceli olabilir!" Ona bakıp gülümsedim oda bana bakıp gülümsedi. Başımı göğsüne yasladım.Gözlerimi kapadım.Onu nekadardır tanıyorum?Bir gün bile olmadı...Ama onu varoluşumdan beri tanıyormuşum gibi.Onu ilk görüğüm zamandan beri-parmaklarının piyanomun üstündeki dansını gördüğüm zamandan beri-beni öyle büyülüyor ki! Bir anda araba durdu. Otele girdik Victor orda duran adamla konuşmaya başladı. Sonra adam bize anahtarı verdi.Bana sanki bir sürtükmüşüm gibi bakmaya başladı.Bunun sebebini şimdi anladım.Üçümüz aynı odada kalacağız!Aman tanrım!Victor ne yapmaya çalışıyor?! Otelin asansörüne binince hemen Victor'un bileğini kavradım."Ne yapmaya çalışıyorsun sen?!" diye tısladım. "Neden bahsettiğin konusunda hiç bir fikrim yok Elizabeth."Asansörün kapısını açıldı.Odaya doğru yürümeye başladılar. Koridorda durdum."Hadi gelsene Betty!"diye seslendi Jackson. Victor yanıma geldi ve gözlerimin içine baktı.Şimdiye kadar bu gün lesn taktığını farketmedim.Jackson'a bir bakış attım oda takıyordu.Bunlar aptal mı?Tek kırmızı gözlü ben miyim?! "İçeri gel."diye tısladı.Bir istekten çok bu bir emirdi. Bir adım daha yaklaştı. Bir anda boğazımdan bir hırlama çıktı.Bunu iç güdüselolarak yapmıştım.İstiyerek değil. "O odada kalmam." "Ne?!" "Ne planlıyorsun Victor?!Bunu tekrarlarsan seni parçalara ayırıp yakıcağımı söylemiştim!" Dişlerini gösterek gülümsedi.Bir anda gülümsemesi kahkahaya dönüştü. Beni öyle kızdırdı ki! "Kutsal Bakire Elizabeth!" Yeniden gülmeye başladı. Onu duvara fırlattım.Ama o hiç bir şey yokmuş gibi gülmeye devametti!Bileklerini sıkıca kavrayıp hızla onu yeniden duvara ittim.Ve dişlerimi boynuna gömdüm.Victor bana hırlıyorduki Jackson gelip beni çekti.Victor elini yarasına götürdü. "Pislik kaltak!" Yerdeki ceketini alıp hızlıca merdivenlerden indi. Beni bırakıp gitti mi?! Jackson'a döndüm. O sakince yerdeki çantamı aldı,kapıyı açtı,elimi tuttu ve beni içeri geçirdi. "Büyük yatak senin ve ben de şurda kalırım.Burda tabut yok ne yazıkki.Evde bir tabutun var mıydı?" "Şey...Hayır." "Tamam ozaman sorun yok." Sanki hiç bişi yokmuş gibi davranıyor! Hafifçe perdeyi açtım.Bulutların ardındaki güneş gözlerimi köredercesine parlıyordu. Her yer aniden bembeyaz oldu.Kolumla gözlerimi kapattım.Ama hareket edip perdeyi kapayamıyordum. Güneş bedenimi ısıtıyor.Bir anda bütün sıcaklık geçti.Dünya yeniden karanlık oldu.Biri kolumu gözlerimden çekti.Bütün vücudumu soğukluk kapladı. "Aklını mı kaçırdın sen?!" Victor! "Victor?!" "Güneş doğunca geri gelmek zorunda kaldım." Biraz terettüt etti ama sonra belimden tutup beni kaldırdı. "Neden buraya geri geldin?!Başka bir yere gidebiliridin!" "Nereye gidebilirdim ki?!" "Nereye istiyorsan oraya..." Victor Jackson'a döndü. "Ona daha çok dikkatetmelisin!" Gökyüzündeki bulutlar iyice dağılmaya başladı.Güneş perdenin arkasından bile bütün zerafeti ve parlaklığıyla kendini gösteriyor. Evet bu daha önce hayatımda görmediğim bir güneş.Asla Londra'da bulamayacağım bir güneş... Bedenim yere yığılırken sert kollar beni tuttu. Sanki tüy kadar hafifmişim gibi beni kolayca kaldırıp yatağın üstüne koydu.Sonrada eğilip soğuk dudaklarını anlıma bastırdı.Ama bunu kimin yaptığı konusunda hiç bir fikrim yok...
Yazım hatalarım var biliyorum.. Özür dilerim..
| |
|
Coco Lola & Coco
Mesaj Sayısı : 81 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: TomK.# Cuma Eyl. 10, 2010 11:50 am | |
| Kayıt işleniyor. Venice High III. Sınıf Öğrencisi, ünlüsü Tom Kaulitz. Verilen puan 15.
| |
|