Cornelia McQueen Venice High | II. Sınıf
Mesaj Sayısı : 1 Kayıt tarihi : 10/09/10 Nerden : UK , London
| Konu: Cornelia McQueen Paz Eyl. 12, 2010 4:54 pm | |
| Ad-Soyad:Cornelia McQueen Kişisel Özellikler:Konuşkan , duygusal , eğlenceli bir kızdır.Özgürlüğüne çok düşkündür.Kaşarlardan , sürtüklerden nefret eder. Herzaman dürüstlüğe inanır.Şarkı sözü yazar , şarkı söyler.Arkadaşlığa çok önem verir.Dostları için herşeyi yapar. Aile Bilgileri:Anne ve babası bir süredir ayrı.Annesi ingilterede dişdoktorluğu yapıyor babasının Amerikada bir supermarketi var.Ondan 4 yaş büyük bir abisi var - Chris. Ünlüsü (Özel Model için Icon ve adı): Lena Meyer Örnek RPG; - Spoiler:
Elimde sıka,sıka yırttığım biletle otogarda bekliyordum.Kahverengi,kocaman bir bavul.Tüm hayatımı o bavulda saklıyordum sanki.Ne de çabuk büyüdüm ben ? Nezaman geçti şu son 6 yıl.Bir zaman tüneline ihtiyacım var.Kirpiklerimin altından süzülmeye hazır olan gözyaşlarıyla babamın yolunu gözlüyordum.Her zaman geç kalır zaten , herzaman! Yaklaşık 2 saat boyunca ayak bekledim. Karıncalar bastı resmen ayağımı. Uyuşuk , uyuşuk yürüyerek oturdum bir taşa. Telefonu açmak gibi bir özelliğim olduğunu unutmuştum. Gelen çağrıları görünce pekte şaşırmadım. Birtek sevgili ve düşünceli olan işkolik annem aramıştı. Eveet Cornelia , İngiltere'de özlenmeyeceksin. Sap gibi dalıp gitmişken bir korna sesi sıçrattı beni yerimden. Gri bir araba durmuştu önümde. Tanrım , arabadan inen o şanslı kişi babamdı. Koşa , koşa sarıldım babişkoya. Onu okadar çok özlemiştim kiii. Hani yaz tatillerinde okulu nasıl özleriz ? Tıpkı öyle. Yani fazla özlememişim.Elimden aldığı bavulu bagaja sıkıştırdı.Arabanın kapısını acarak sergilediği centilmenliği beğenmiştim.Uzun zaman oldu babamla bir araya gelemedik.Onu en son 2 yıl önce görmüştüm.Arabaya bindiğimde zırıldayan radyodan rahatsız olmustum.Ne kadarda iğrenç bir müzik zevki var.2011 yılına gireceğiz ama babam hala 80'lerde kalmış.Onu ordan çıkarmam gerek.Çekingen bir tavırla radyoyu değiştirdim.Ha , Radio Fresh! Benim şarkım çalıyordu üstelik. *Rihanna feat. Eminem - love the way you lie. Başımı otobüsün arkasında ki oyuncak köpekler gibi sallıyordum her yöne. Garip , garip bakışlarıyla beni süzen babam içinden hayret ederek konuşuyordur eminim.Pencereden esen o sıcak rüzgar beni sersem yapmıştı.Bu şehir benim uykumu getiriyor.Sıcak ve bunaltıcı.Yüksek nem oranı yüzünden herkesi inek yalamış sanki.Yapış,yapış.Kısacık etekler , o minnacık çantalar bana göre değildi.Nasıl ayak uyduracaktım buraya ? Havanın bukadar sıcak olması bile ürkütüyordu beni.Londra böyle değil.Orası herzaman serindir.Kimsede 2 günlük sürtük gibi giyinmez.Alışmak ilk matematik sınavım kadar zor olacak.Babam birşey isteyecekmiş gibi bakıyordu.Tıpkı kasabın yanında dolanan kedicikler gibiydi.Ağzından çıkaramadığı kelimeler canımı sıkmıştı.Ne sormak istediğini anlamıştım sanırım.''Annem iyi baba.İşe gelip gidiyor.Herşey harika'' arkasından gelen o sahte gülümsememle işi çözmüştüm.Nekadarda bir süredir ayrı yaşalar bile birbirlerini merak ediyorlar.Bu nekadar güzel bilemiyorum.Kendimi peynir yemiş kedi gibi hissediyorum.Herşey tatsız ve tuzsuz.Durduk.İşte yeni evim.Villa yavrusu maşallah.Babam heyecanlıydı.Canım benim ya.Bavulu taşırken elleri titriyordu.''Evine bayıldım , çok şirin.'' hafif bir tebessümle bakan gözleriyle cevap verdi Burası seninde evin kızım , senin odanı hiç ellemedim.Sen nasıl istersen öyle yaparız'' dedi ve gülümsedi. Babamın gülümsemesi herzaman içtendir.Tıpkı küçük bir çocuğun çikolatayı ısırdığı an gibi. Ev gerçektende hoştu.Küçüktü ama şirindi.Salonda oturduk.Babam bir çırpıda sütlü çikolata yapmış.En sevdiğim.Bu adam nasıl kalp kazanacağını çok iyi biliyor.Masum pisicik bakışıyla teşekkür ettim.Yarın büyük gün , buraya yakın bir lise var.Oraya yazılmalısın. a Tanrım.Liseee , nasıl unutabildim. İşkence geri dönüyor.Lise hayatımı ''SAW 8-9-10-11-12-13..'' olarak yazabilirim.Manasız , manasız bakışlar.Dedikodular...Doğrusu ben liseye gitmek istemiyorum.. derken susmamı öneren babam lafını koymuştu.Yarın çaresiz gidecektim.Babamın yanağına iyi geceler busesi kondurarak odama çekildim.Bavulumdan çıkardığım pijamalarımı giydim ve yatağa daldım.CA bunaltıcı sıcağında uyu uyuyabilirsen.Kendimi pişmiş tavuk gibi hissediyordum.Taa ki pencereyi açmak aklıma gelinceye dek.Uykum kaçtı bir daha da geri gelmedi.Saat 01:47.İpod'mdan şarkı dinleyerek vakit geçiririm düşüncesiyle bastım 'play' tuşuna.Son hatırladığım saatin 02:04 olmasıydı.
***
So can I get a wish to end the politics And get back to the music that started this shit So here I stand and then again I say I’m hopin’ we can make some wishes outta airplanes?
Huh? Hala müzik dinliyordum.Güneş doğmuş , kuşlar ötüşüyordu.İlk defa bukadar huzurlu uyanmıştım.Üzerimde zıp zıp zıplayarak bağırsaklarımı delen , akciğerimi ağzımdan çıkaran ufak Cathylynn yoktu.Bağıra bağıra beni uyandıran annemde.Bir tek müzik + yatak vardı.Yıllardır hayalini kurduğum ikili ve ben.İşte muhteşem bir uyanış diye ben buna derim.Ama içimi kıpır kıpır eden bir duygu vardı.Bugün büyük gün.Okula , yeni bir okula gidecektim.Yine mutsuz ve tek başına kalmaktan ürküyordum.Ürktüğümde başıma gelicekti.Tık , tık sesi geldi.Babamdı.Kahvaltı hazır tatlım.Uyandıysan bekliyorum seni aşağıda. tabii bukadar şımartılmaya alışık olmadığım için daha kavrayamamıştım olayı.Londradayken genellikle annem her sabah işte olur.Kahvaltıyı hazırlamak benim görevimdir yani.5dk'ya aşağıdayım babacığııııımm. Güle , güle sıcak ve yumuşak yatacık.Akşama geleceğim tekrar.İzci sözü.Aynayada ki yansımamdan korktum.Tam bir ucube.Yüzümü yıkarken farkettiğim o sivilce tüm günümü zehir etmeye yetiyordu.Savaştan çıkmış gibiydim.Gözlerim şiş , saçlarım karma karışık.Saçlarımı güzelce tarayarak topladım.Yüzüm açıldı resmen.Giyecek 3-4 parça şeyim vardı zaten yanımda.Elime ilk geçen bezleri giyecektim.Siyah-beyaz bir t-shirt ve dar bir kot.Evet , evet ucube styla.Büyük ve gri çantamı alıp çıktım odamdan.Açlıktan mı yoksa heyecandan mı gurulduyordu karnım ? Fazla oyalanmamak için koşa koşa iniyordum merdivenlerden.Ayağımı incitene kadar hersey çok güzeldi.Şimdi hem ucubedim hemde sakat.Oh ne alaa.Sürüklene , sürüklene mutfağa gidebildim.Çaktırmadan oturdum.Ohoo , peder bey nelerde hazırlamış böyle.Omlet , salata , zeytin , kahve vs. Birtek kola eksikti ki cidden eksikti.Her sabah kola içmek gibi saçma bir takıntım var.E , akıl parayla satın alınacak birşey değil malesef.Tıkına tıkına gına gelen kahvaltımı yarıda bölüp okula gitmek için kalktım masadan.'' aa , ellerine sağlık babacım.Kahvaltı muhteşemdi. ve kola yoktu.Afiyet olsun kızım.İstediğin birşey varsa söyle çekinme.Alayım marketten.Hiç sormayacaksın sandım - kola. Hayır , yok. aa şansımı geri teptim resmen.Annemin yol parası olarak verdiği 250 $ dan artanlarla 1-2 hafta geçinebilirdim.Fazla attım.En fazla 1 hafta geçinecektim.Sonra mecbur kedi yavrusu gibi babamdan istemek zorunda kalacaktım.En azından bir iş bulana kadar.Babam işe yetişmek için çıktı.Beni tek başıma bırakacağı için tedirgindi.Para vermeye kalkınca bende var havasına girip zengin imajı çektim ve o parayı geri çevirdim.Babamdan evin anahtarını alarak ayrıldım.Siyah ayakkabılarımı mı yoksa beyaz spor ayakkabılarımı mi giysem diye düşünürken gri converselerimi giymeye karar verdim.Aynada son hazırlıklarımı yaptım ve evim evim güzel evimi terk ettim.Okul 2 sokak ötemde olduğu için yürümeyi tercih ettim.Hem daha erkendi , geze geze gitme şansım vardı.Vitrinlerde ki giysiler , ayakkabılar , çantalar göz alıcıydı.Rengarenk , cıvıl cıvıl renkler ve desenler.Yaz mevsimini unutmuş olmalıyım ki böyle giyindim.Ama neyse ki göze batmıyordum.Sokakta ne görmek isterseniz vardı.Kıvırta kıvırta yürüyen , kendini fashion tv'de çıkan o victorias secret modeli sanan kızlar mı yoksa sonradan görme orta yaşlı hanımlar mı ? Ne ararsanız vardı.İçimde bir kıpırtı bir kıpırtı ki sormayın.Sanki ilk kez aşık olmuşumda bulutlardayım hissi vardı içimde.Bahçesi uzaktan görünen o meşhur liseye yaklaşıyordum.Yeşil kocaman bir bahçe, temiz ve modern öğrenciler , dans eden amigo kızlar , öpüşen çiftler vs. '' Venice High School '' tipik bir amerikan lisesiydi.Aval aval bakınırken çarpmış olduğum sarışın , mavi gözlü yani tam bir çakma barbi olan okulun amigo kızı yüzüme dehşetle bakıyordu.Elinden düşürmüş olduğu mavi ponponlarını yerden kaldırarak ona doğru uzattım.Özür dilerim , seni görmedim. başını salladı , çarpık gülümsemesiyle birşey demeden dans etmeye devam etti.Wrrrr , ne de vahşi bir kedi.Amigoluğu çok severim.Yaklaşık 4-5 yaşlarındayken merak sarmıştım.Hoplaya , zıplaya okul takımına girmiştim.Okul tam bana göreydi aslında.Büyük spor salonları , yüzme havuzu , dev kütüphanesi vardı.Vakit geçirebileceğim birsürü aktivite vardı anlaşılan.Zil çaldı.Koşuşturan öğrencilerin arasında kalmıştım.Kendimi kaşarlı tost gibi hissettim.İşte lise ve işte ben.Bir çok sene yüzyüze bakacağız seninle...'' Venice High School ''.
| |
|
Coco Lola & Coco
Mesaj Sayısı : 81 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Cornelia McQueen Salı Eyl. 14, 2010 10:18 am | |
| Kayıt işleniyor. Venice High II. Sınıf Öğrencisi, ünlüsü Lena Meyer. Verilen puan 10.
| |
|